بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَجَآءَتْ كُلُّ نَفْسٍ مَّعَهَا سَآئِقٌ وَشَهِيدٌ ٢١

Her can, yanında bir sürücü ve bir şahidle gelir.

– Seyyid Kutub

لَّقَدْ كُنتَ فِى غَفْلَةٍ مِّنْ هَٰذَا فَكَشَفْنَا عَنكَ غِطَآءَكَ فَبَصَرُكَ ٱلْيَوْمَ حَدِيدٌ ٢٢

Ona: «Andolsun ki, sen, bundan gafilsin; işte senden gaflet perdesini kaldırdık, bugün artık görüşün keskindir» denir.

– Seyyid Kutub

وَقَالَ قَرِينُهُۥ هَٰذَا مَا لَدَىَّ عَتِيدٌ ٢٣

Yanındaki arkadaşı: «İşte yanımdaki hazır» dedi.

– Seyyid Kutub

أَلْقِيَا فِى جَهَنَّمَ كُلَّ كَفَّارٍ عَنِيدٍ ٢٤

Allah: «Haydi ikiniz, atın cehenneme her inatçı nankörü.»

– Seyyid Kutub

مَّنَّاعٍ لِّلْخَيْرِ مُعْتَدٍ مُّرِيبٍ ٢٥

Hayra engel olan, saldırgan şüpheciyi.

– Seyyid Kutub

ٱلَّذِى جَعَلَ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ فَأَلْقِيَاهُ فِى ٱلْعَذَابِ ٱلشَّدِيدِ ٢٦

O ki Allah ile beraber başka tanrılar edindi, bundan dolayı onu çetin bir azaba atın.

– Seyyid Kutub

قَالَ قَرِينُهُۥ رَبَّنَا مَآ أَطْغَيْتُهُۥ وَلَٰكِن كَانَ فِى ضَلَٰلٍۭ بَعِيدٍ ٢٧

Yanındaki arkadaşı dedi ki: «Rabb'imiz, ben onu azdırmadım, zaten o kendisi derin bir sapıklık içinde idi.»

– Seyyid Kutub

قَالَ لَا تَخْتَصِمُواْ لَدَىَّ وَقَدْ قَدَّمْتُ إِلَيْكُم بِٱلْوَعِيدِ ٢٨

Allah: «Huzurumda çekişmeyin. Ben size daha önce uyarı göndermiştim.»

– Seyyid Kutub

مَا يُبَدَّلُ ٱلْقَوْلُ لَدَىَّ وَمَآ أَنَاْ بِظَلَّٰمٍ لِّلْعَبِيدِ ٢٩

Benim katımda söz değişmez; Ben kullara asla zulmetmem der.

– Seyyid Kutub

يَوْمَ نَقُولُ لِجَهَنَّمَ هَلِ ٱمْتَلَأْتِ وَتَقُولُ هَلْ مِن مَّزِيدٍ ٣٠

O gün cehenneme: «Doldun mu?» deriz. «Daha yok mu?» der.

– Seyyid Kutub

وَأُزْلِفَتِ ٱلْجَنَّةُ لِلْمُتَّقِينَ غَيْرَ بَعِيدٍ ٣١

Cennet Allah'a karşı gelmekten sakınanlara yaklaştırılır, zaten uzak değildir.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu